Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kısakürek anısına düzenlenen “40 Yıl 40 Eser” etkinliğinde konuştu: (2)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “(Necip Fazıl Kısakürek) Türk siyasetinde Üstadın mutlak ötesi hep CHP olmuştur. Merhum Necip Fazıl, CHP ideolojisini milletin ruhunu yok etmeye yönelik hastalıklı bir yapı olarak görmüştür. Mücadelemizin odak noktasında CHP zihniyeti var.Tüm siyasi hayatımız boyunca CHP ideolojisinin milletimizin varoluşunda yarattığı tahribatın izlerini silmeye çalıştık.” söz konusu.
Şair, yazar ve düşünür Necip Fazıl Kısakürek anısına Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen “40 Yıl 40 Eser” etkinliği kapsamında “Bir Şiir Bir Ömür / Sakarya Türküsü” Dijital Sergi Açılışında konuşan Erdoğan, şunları söyledi: Kısakürek’in daha önce “bir mısra bir mısra” olduğu. Kendisini “Milleti şereflendirecek insan” diye övenlerin yerli ve milli bir duruş sergiledikten sonra “Sanatını öldüren adam” diyerek hakaret ettiklerini belirtti.
Kısakürek’in şiirlerindeki anlam selinin üstesinden gelemedikleri için çevresindekilerin çirkinleştiğini, fikirlerin önünde bileğini bükemedikçe kibirli, direnme ve çabalama iradesini kıramadıkça daha pervasız hale geldiklerini belirten , Erdoğan şöyle devam etti:
“Necip Fazıl Usta bugün bile kültür sanat camiamızın içinden çıkamadığı mahalle baskısına maruz kalmıştır. Çünkü Necip Fazıl, Türkiye merkezli bir niyetin ve Türkiye merkezli bir dünya vizyonunun vücut bulmuş haliydi, hayatının en değerli yıllarını alın teri döken, acı çeken ‘Düşünce Ehliyeti’ yetiştirmeye adamış gerçek bir aydındı. bu uğurda her zaman sorumluluk üstlendi, öne çıktı, öncülük etti, uyardı, yazdı, anlattı, kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın konuştu.Adım adım Anadolu’yu dolaşarak bu ülkenin hüzünlü gençlerinin yüreklerine ve zihinlerine dokunmaya çalıştı. Yaşını yakalamış usta bu devirde bizi biz yapan özelliklerimizi işlemekle uğraşmış.. Bırakın saatler, günler yetmiyor ustamızın çok yönlü kişiliğini burada anlatmaya çalışalım.Ustanın her şiiri. kitabı, eseri, hayatının bir dönemi hakkında uzun uzadıya konuşulmayı hak ediyor.”
Kısakürek’i bizzat kendisinin anlattığına inandığını ifade eden Erdoğan, “Sizden önce bir adam var, Necip Fazıl Kısakürek. O Türk’tür, Anadolu’ludur. Maraşlıdır, İslam’dan başka kaynak tanımaz. Bütün kainat O kaynakta bir balon.Peygamberlerin Peygamberinin en aşağılık kula ebedî kulluğunun dünyada ve ahirette en yüksek derece olduğunu bilir.Kendini en basit müminin çarığının altındaki çamurdan daha aşağı görür. dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya gezisini 40 yıl önce tamamlayan Kısakürek’in tam bir dava ve amel adamı olduğunu belirterek, “On yıllardır kalbimizde yanan o muhteşem dizelerin kaynağı Necip Fazıl’dı. iman ve mücadele ateşiyle titreyen yüreklerimiz doğdu.” terimleri kullandı.
Necip Fazıl Kısakürek ve eserlerinin özellikle kendi kuşağı üzerinde büyük etkisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Ustanın her şiirinin bizim ruh dünyamızda hiç şüphesiz ayrı bir yeri vardır. Her sözü yüreğimizde ayrı bir tesir bırakır. fikrî serüvenimizde her kitabının izleri ayrıdır.Bütün bunlarla birlikte ‘Sakarya Türküsü’.Şiirinin yeri müstesnadır.Kızgın bir ırmak gibi akan bu şiirin her mısrası bir kuşak tarafından ezberlenmiştir. ve anlamı anlaşılmıştır.” söz konusu.
“Artık bu gençliği Türk Yüzyılı’nın inşasında görüyoruz”
“Rabbim dilerse sular akıp gider / Sakarya’nın Türk tarihi sırtına vurulur” diyen Kısakürek usta gibi bir gencin sorumluluklarının bilincinde büyüdüğünü kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
“Bir özgüven abidesi olan bu gençlik, Sakarya’nın sırtına binecek tarihi yükü paylaşmaya hazır bir gençliktir. Bu gençlik özverili, disiplinli, şefkatli, samimiyetli, güzel ahlaklı, zarafet ve estetiği olan bir gençliktir.” omuzlarında büyük bir dava taşıyan bu gençlik milletimizin bütün servetidir yoksulluk mücadelesinde öne çıkmış istiklalimizin ve istikbalimizin teminatı olan bir gençliktir bu gençliği Çanakkale’de gördük, Dünyanın en güçlü ordularını yenen bu gençliği İstiklal Harbimizde Anadolu’yu casuslara ezerken gördük bu gençliği 28 Şubat’ta üniversite kapılarında zulme karşı direnirken gördük. 15 Temmuz gecesi FETÖ alçaklarının silahlarından göğsünü siper eden bu genci gördük. TEKNOFEST’te 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri öncesi sahada kapı kapı dolaşan, seçim günü sandıkları savunan bu gençleri gördük. Şimdi sağa sola bakmadan, bireysel olarak ‘ben varım’ diyen bu gençliği Türkiye Yüzyılı’nın inşasında görüyoruz. Efendimizin ömrünü adadığı bu genç, Allah’ın izniyle bizden emaneti alacak, davamızı daha da yüceltecek ve aklı selim gelecek nesillere teslim edecektir.”
“İçinden çıktığımız milletimizi koşulsuz sevmeyi öğrendik”
Gençliğinde Necip Fazıl Kısakürek ile tanışma, onunla sohbet etme ve doyumsuz sohbetlerine katılma şerefine nail olduğunu ifade eden Erdoğan, “Üstadımızın şiirleri, eserleri ve konferanslarının dünya görüşümüzün şekillenmesinde büyük etkisi olmuştur. O yol gösterdi.Medeniyet değerlerimize sahip çıkmayı ve dava sahibi olma bilincini ondan öğrendik.Milletimizi koşulsuz sevmeyi ondan öğrendik.Anadolu büyüklüğündeki dava taşını yola koyabilme gücünü ondan öğrendik. Zalime karşı dimdik durmayı, hakkı haykırmayı, adaletin temsilcisi olmayı ondan öğrendik, ayrım gözetmeksizin mazlumun elinden tutmayı, mazlumun elinden tutmayı eserlerinden öğrendik. Onun nasihatiyle, efendinin Türkiye sevgisini, büyük ve güçlü Türkiye ülküsünü siyasetimin merkezine yerleştirdik.” dedi.
Kısakürek’in yücelttiklerini her zaman yücelttiklerini, reddettiklerini ise ellerinin tersiyle reddettiklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Türk siyasetinde efendinin mutlak ötesi hep CHP olmuştur. Rahmetli Necip Fazıl, CHP ideolojisini milletin ruhunu yok etmeye yönelik marazi bir yapı olarak görmüştür. Biz de CHP zihniyetini çalışmalarımızın merkezine koyduk. Tüm siyasi hayatımız boyunca CHP ideolojisinin milletimizin varoluşunda yarattığı tahribatın izlerini silmek için çalıştık: “Tek parti faşizminin ülkemize giydiği paçavra gömleğini kırmak için yoğun bir çaba sarf ettik. Çok şükür bu çabamızda çok yol kat ettik. Türkiye’yi demokrasiden hak ve özgürlüklere, savunmadan diplomasiye her alanda tarihinin en büyük başarılarıyla tanıştırdık. Bir Ayasofyamız varsa davamızı Necip Fazıl Usta’dan öğrendik yine. Sultanahmet Meydanı’nda ‘Ayasofya açılacak, Ayasofya açılacak, Ayasofya açılacak’ derken bu anlamı, bu ruhu, bu heyecanı ondan aldık ve Allah’ın izniyle Ayasofya’nın açılışını yaptık.”
(Devam edecek)???????